16 Ağustos 2011 Salı

Wake up in the morning

Tünaydıın :)
Bugün sabah 7'de kendiliğimden uyandım ve saat 10 olduğunda sıkıntıdan ölüyordum adeta bende dedim ki;
It's time to have some FUN!


Ve ortaya bu posta konu olan fotoğraflar çıktı. Ben çok eğlendim hazırlanırken de çekerken de.
Umarım sizde.
"Hahahöhöhaha! Büşra ne yapmışsın sen yeaaa. Hehe!" dersiniz bunlara bakarken :D

 Öncelikler nasıl yaptım bunu?!
Bu hale gelmek için neler gerekli?
O zamaaaaan açıklıyorum.
Gereksinimler
  1. Sabah kalktığınızda papaz gibi olmuş kıvırcık/dalgalı-bende ne olduğunu bilmiyorum, evet.- saçlar.
  2. Golden Rose 207(Yeşil), 209(Sarı) ve Flormar 408(Pembe) numaralı ojeler
  3. Artık yazısı silindiğinden adının ne olduğunu bilmediğim ama "kahpe kırmızısı" tabirini hakeden kırmızı ruj
  4. Siyah ve lacivert göz kalemleri
  5. Bir adet siyah rimel
  6. Arkadaş hediyesi siyah taşlı kolye
  7. Yine başka bir arkadaş hediyesi rock chic bileklik
  8. Türkan Şoray yüzüğü-Audrey Hepburn'e çakar beybiler. Get over it-

Ama en önemli bileşen ne biliyor musunuz?! Çok çok sıkılmış bir can. 
Birdeeeeee

 En az benim kadar deli olmanız gerek. Üzgünüm. İşte herkesin takıldığı yer burası. Herkese nasip değil öyle akıl. Ama üzülmeyin.
Çok çalışırsanız sizinde benim gibi delilikleriniz olabilir.
Beni çok seviyorsunuz biliyorum, bende sizi seviyorum.

Daha aklı başında başka bir postta görüşmek üzere canlarım.
Mucukka,
BG.

12 Ağustos 2011 Cuma

Countdown to What?

Merabalar :)
Ben arada yazsamda hep taslak olarak kaydedip çıktığımdan ve onlarda zaman aşımına uğradığından yayımlayamadım bir süredir hiçbirşey.

Artık bir şeyler yayımlamak istiyorum. Yazmak istiyorum. Yazmaya alışmak güzel ama ihmal edince insanın içine bir dert oluyor sonra. Öyle bir şey işte. -Yazar burada "Ayağınızı denk alın yazmaya başlamadan" demek istemiş- 

6 Ağustos büyük gündü benim için. Hatta taslakların arasında 2 ağustos tarihli bir Countdown to 6 August başlıklı bir postta bulunuyor. Ama maalesef tüm countdown yalan oldu. Hala bir host ailem olmadığı için hala istanbuldayım ben. O kadar hazırlık heyecan 4 ağustos sabahı gelen telefonla puf oldu. 33 kişi DL73'le New York'a uçtu. Bu beni üzdü mü? O tartışılır aslında. Çünkü beni üzen tek bir şey var bu durumda. Demre, Saadet, Betül, Nehir, Elif o uçağa binip gittiler ve biz bu yol için hepsiyle çok güzel planlar yapmıştık. Betül'ün anlatması gereken şeyler, Demre'nin dinletmesi gereken şarkıları vardı. Hepsi gitti ben burdayım. Bu beni üzmüyor desem yalan olur. Resimler yüklemişler en azından onlara bakıyorum ve allahtan Dc Hilton'da internet var arada konuşuyoruz sağolsun Mark Zuckerberg.

Ben  hazırlandım. Bavulum hazır yarısına kadar dolu. Hani resmen ama resmen hazırım. Ama bir anda tüm bekleyişe +2 hafta koydu TKV. Aslında Tkv koymadı bunu AFS-USA koydu sağolsun. Tkv'nin yapabileceği bir şey yok. Hatta onlar ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Bunu bilmek beni çok mutlu ediyor.

Bir arkadaşımızın local cordinator'ı demişki tüm YES12 yerleştirildi. Şimdi bu ne demek? Aslında İstanbul'da olanların aile bilgileri belli oldu demek. Ama AFS-USA ne yapıyor? Yata yata karpuz büyütüyor resmen. Oğlum söyleyin de rahatlayalım değil mi? Ama olmaz. Nasılsa 12 gün var. Söyleriz bir ara diyorlar. Bende onlara burdan tüm içtenliğimle "EYW"-farkındaysanız double hani.- diyorum.

Aslında iyi oldu bence. Arkadaşlarımla zaman geçiriyorum görüşemediğim arkadaşlarımla falan görüşüyorum. Tek sorun orada çoğu okul açıldı ve gittiğimde okul açılmış olacak. Belki bu biraz okula lap diye düşecek olmam yani zorlar ama 11 ay ordayız bebeğim buluruz bir yolunu.

Özümcan'cım canım California'da. Of o eyalette bende olsaydım. Sörfçülerin olduğu sahillere koşsaydım vallahi. Ama birşey dedi kafam karıştı. DC, california'dan daha sıcakmış şu aralar. ilginç.

Neyse ne dağınık bir post bu. Ama idare edeceksiniz canlar.

Hepinizi öptüm.
BG.