3 Temmuz 2012 Salı

Merhaba Televole!

Merhaba canlar!

Çok güzel değil mi yine Türkçe karakterlerimizin olduğu bir yazıda buluştuk sonunda! Bu demek ki ben sonunda Türkiye`ye geri döndüm.

En son yazımda Washington D.C.`deydim bildiğiniz gibi. O günden sonra mükemmel bir oryantasyon geçirdik. Çok çok ama çok eğlendik. En sonunda 29'u sabahı uyandık. Çantalarımızı aşağı indirdik, toplandık. Sarıldık ağlaştık ve en sonunda Dulles Airport'tan Frankfurt'a olan uçakta yerlerimizi aldık.

Uçaktaki haritayı izledikçe, Amerika'dan uzaklaştıkça içimiz burkuldu. Ama yarı hüzünlü yarı komikli bir uçuşun sonunda Frankfurt'a vardık. İndikten 10 dakika sonra aydınlı bir ağabey ile konuşuyorduk. Hani bu size bir fikir vermediyse duty free'deki kasiyer de Türktü. O da anlatmadıysa Amerika'dan ayrıldığımıza üzüldüğümüz için bütün almancılar tarafından ayıplandık. Uçakta ingilizce konuşmak kaldık çünkü herkes ama herkes türktü. Uçağa bir kaç kez otobüs dedim çünkü pek uçak gibi hissedemedik tabi. Ama ilk yasal içki kullanımımızı Almanya'da gerçekleştirdik ilerde çocuklarıma anlatıp havalı bir anne olma planları içindeyim şahsen! :))

İstanbul'a iniş başladığında gidip pilotu durdurup uçağı kaçırma planları yaptık ama olmadı tabii ki. O uçak İstanbul'a indi. Biz ülkeye geri girdik. Orada bile sırada 60 yaşında teyze tüm sülalesiyle sıraya kaynak yaptı. Cidden dedim Türkiye hiç mi hiç değişmemiş. Ben "Teyze, napıyorsun allasen?!" demeye utandım ama teyze tüm sülaleyle sıraya kaynak yapmaya utanmadı. Bavulları aldık çıktık zaten daha kapıdan adımı dışarı atmadan ellerinde posterlerle bekleyen heyecanlı kalabalığı gördük. Dedim eyvah eyvah. Kaçıp geri gideyim. -Neden o dakikada geri kaçasım geldi bilmiyorum. Ülke benim ülkem sonuçta yani.- 15 saniye içinde annemleri göreceğim gerçeği bana pek düşmedi herhalde.

Annemleri gördüm yürüyün canlar dedim. Buluştuk kalabalıktan sıyrılıp, Buse'ye sarılmamla ağlamaya başlamam aynı anda oldu. Neden ağlıyorum?? Bilmiyorum. Ama geri dönmek falan çok tuhaf geldi. Türkçem de bozulmuş zaten.

O gün annemlerle konuştuk, hep beraber yemek yedik. Bavulları açtım falan. Allah allah açmaz olaydım. Bildiğiniz dağları getirmişim. Odama girdiğimde anladım ki bu odaya sığmak imkansız olacak.

Azıcık uyudum 3 saate Buse geldi uyandırdı beni. Kalktım hazırlandım, yolda bir durup yedek anneme Busenin annesine sarıldım orda biz pır uçtuk. İlk gece birası, tekilası derken en yakın arkadaşım kardeşimle oturduk uzun uzun-uzuuuuuuuun- konuştuk. Hayatımda hiç şu anda olduğumuzdan yakın olmadık herhalde. Böylece ilk gecemde eve 3.30 gibi dönmüş oldum tabi. :))

Pazar aile klasiği olarak alışverişe çıktık. Bana gardırop, baza, yatak falan fişman baktık. Aslında asıl plan Taksimdeki Gay Pride Yürüyüşü'ne gitmekti ama tabii ki annemler bütün gün alışveriş yalan oldu maalesef. Akşam eve girmemle dışarı çıkmam arasında da 1 saat vardı yoktu herhalde. Yine 3 gibi döndüm ve bu sefer 10'a kadar uyuyamadım da. Sabahın 8.30'unda kalkıp Kadıköy yollarını tuttum. KAL kesin bir şekilde seni almıyoruz dedi bana. Eh eyvallah demekten başka bir şey yapamadım tabii. Kekikte öğle yemeği yedim sonuçta weheartKEKİK! Sonra beşiktaş, mecidiyeköy derken yine Sarıyer. Arabadan inerken Ata'yı gördüm. Hani şu çok çok yakın arkadaşım olan. Annem tanımadı çocuğu . Dedim yok artık! Bu sefer akşam çıktığımda ikizlerimi gördüm. Oturduk hasret giderdik. Belediyenin bahçesine girip voleybol oynadık. -evet, devlet arazisine izinsiz giriş yaptık. YOLO-

Bugünse artık 4 saatten fazla uyumak istedim ve 2'de kalktım. Artık ortalığa bir düzen verme kararı aldım. Malum atılacak şey çok -yatağım da dahil olmak üzere- kendimi temizliğe daha çok toplamaya ve seçip ayırmaya verdim. O kadar toplandıktan sonra ortaya çıkan görüntüler de bunlar oluyor tabii.


 Akşam bu sefer daimi mekanım Keyf-i Alem'e attık kendimizi. Herşey, herkes çok aynı geldi. Tabii kafede herkesle tanışıyor olmam hariç. Neyse, zamanla o da geri gelir diye düşünüyorum.

Özlediğim çok insan var ve görmek istediğim. Hele bir de şimdi Kadıköy Anadolu'ya kesin dönmüyorum ne olacak bilemiyorum! Siz özlediğim insanlar bana artık iMessage'dan ya da facebook'tan ya da twitter'dan hatta ve hatta burada mesaj atın! Plan yapalım!

Bilenler bilmeyenlere anlatsın!
I'm back in town, bitches!!
Öptüm hepinizi!
Adiós!
BG

Bu yazıyı cidden ilk geldiğimde yazıp yayınlamamışım. O zaman 3 Temmuza kafamızda geri dönüp o mentaliteyle okuyoruz! :)